Bu Ülkenin Şiire İhtiyacı Var
Bir ülke, yedi bölge, seksen bir il,
yüzlerce ilçe, binlerce mahalle, milyonlarca insan. Her insanda keşfedilebilir
ama keşfe kapalı milyonlarca dünyalar.
Bir senfoni düşün
iç içe ve karşılıklı.
Aynalar senfonisi milyonlarca insanın çıkardığı tını
Düşün ki bu senfoni
arasında
tam ortasında kaldın,-
yani kalbinde, hem kirli hem temizi bilmeye dair
kalbin tabiatında olan,
seçme hakkı, yöneliş
seçmeme hakkı, tükeniş
bu tükenmek şiirin varlığına dair-
sağdan soldan uçsuz bucaksız sesler gözüküyor. Bazıları
görmeye doyamayacak gibi bazıları tahammül edilmeyecek gibi. Ve her seferinde
seçim hakkı var. Bir de Araf melodisi var, sinsice yanaşır. Kararsız kaldığımız
zamanlarda ki durum bu. Bu kararsızlığında çözümünü bulmuştuk biz. “Şiir” her
derde devadır bu şiir. Acıyı tatlandırır, tatlıyı sulandırır nazarlık olsun
diye.
Ülkemizin de şiire ihtiyacı var. Sadece kararsızlığın değil, iyi kötü kararında
şiirle olması lazım.
Şiirle yoğrulmayan hamurda lezzet mi olur hiç. Ülkece yavaş yavaş, tatsız
tuzsuz hale gelmeye başladık. Yaşadığından keyif alamayan insanlar olduk.
Alınan keyfin hemen kaçtığı günlere uyanır olduk. Öyle ki “Niye haber
izlemiyorsun? ” sorusuna “Haberleri izlediğimde keyfim kaçıyor, sinirlerim
bozuluyor.” cevabını alır olduk. Gerçekten öyle şeyler yaşanıyor ki izleyemez
olduk haberleri, dünyadan bihaberiz artık. Sevgisiz yapılıyor işte ondan böyle
habersiz kalıyoruz. Şiirsizlik, işte tam bu yüzden şiir sokakta değil, şiir
yürekte olmalı. Sokakta olan şiiri anlamıyorsan olmasın daha iyi, anlıyor
yaşıyorsan zaten o sokakta değil yürektedir. Hem şiiri sokaklara düşürmeyelim,
göklere semalara çıkaralım onu…
Notun dibi:
Bu ülkenin şiire ihtiyacı var. Şiirin sokaklara inmesi değil; yüreklere,
dünyamıza işlenmesi lazım. O halde kararsızlığımız bile sevecen olur.
Ne habersiz kalırız ne sevgisiz kalırız. Biraz romantik biraz da realist
olmalıyız. Gerçekleri perdeli değil aksine daha şeffaf ama daha güzel görürüz.
Şiiri sokaktan yüreklere taşımalıyız. Bunun için gerekirse ordu kuralım, farklı
dünyalarla dolu bir ordu. Muhteşem bir zenginlik. Birimden bütüne hareket
etmemiz lazım. “Tek başıma ben ne yapabilirim” demeyip karınca misali boynumuza
düşeni yapmalıyız. Kısacası elimizden geleni ardımıza koymalıyız, her şey
serbest, haykırmak serbest, ama düsturlu bir halde
Hiç olmadı tarihe bir not düşelim “
şiir sokakta değil şiir yürekte” diye